8 Aralık 2011 Perşembe

Geçti Günler, Haftalar...

Yine Ekim, Kasım nasıl geçti anlayamadım. Malum, memleketin gündemi yoğun ve hatta yetişmek mümkün değil. Van depremi, Marmara depremini de yaşamış ve sonraki travmaları hala taşıyan biri olarak aklımı başımdan aldı. Depremin ardından aralarında çok sevdiğim arkadaşlarımın da olduğu şahane insanların yaptıklarına iletişim kanalları aracılığıyla destek vermeye çalışmanın dışında, elbette ara ara Selin’in nükseden burun akıntısı, öksürük, tıksırık durumlarıyla da yakinen ilgilendim. Sizlere zaman zaman hala Van’da olan arkadaşlarımdan ve Gündem Çocuk Derneği’nin çalışmalarından bahsedeceğim.
Blogun sağ tarafında gördüğünüz Erciş’in Genç Sesi resmine tıklayarak ulaşacağınız blog, gencecik kalemlerin kendilerini yazıp, çizerek ifade etmelerine ve bu yolla depremin etkilerini biraz da olsa azaltmalarına ve tabii sorunları, orada bire bir yaşayan gençlerin, çocukların gözlerinden görmemize imkan sağlayan şahane bir proje. Takip etmeli...
Geçen sene kreşe yeni başlayan çocuğundan daha fazla ve uzun süre hasta olmuş bir anne olarak bu sene hasta olmamaya özellikle ve çok dikkat ediyorum. Doğal, koruyucu kış iksirleri alıyor, havayı azıcık güneşli görünce pehlivanlığa soyunmuyorum.
Bu dönem, işim için de önemli bir dönem. Başlangıcı sıkı tutmamın gelecekteki sağlamlığını çok etkileyeceği ve tamamen benim kişisel disiplinimle gelişecek bir iş yaptığımdan, yoğun odaklanma gerektiriyor ve bu benim için en zor işlerden biri.  Çünkü ben artık aklı bir telefonla ya da bir memleket haberiyle kuş olup uçan bir kadın oldum daha doğrusu olmuşum, yeni farkediyorum. Hele ki haber bir de çocuklar ya da kadınlarla ilgili bir haberse içim içimi yiyor, günlerce sürüyor dağılmışlığım. Selin’den önceki hayatım, toplumsal sorunlara çözümler üretmeye yönelik her türlü sivil toplum faaliyetine katkıda bulunmakla geçtiğinden, sürmekte olan bu zorunlu pasiflik hali artık beni yormaya da başladı. Neyse...Mevzu derinleşiyor, burada bırakmak lazım.
Nasıl bir iş yaptığıma ve dolayısıyla hayatımızın kalitesini artırmaya yönelik bilgi verici yazıların yer alacağı bir blog hazırlığındayım. Biraz eli yüzü düzgün hale gelince buradan da duyuracağım.
Diğer yandan işimle hiç ilgili gibi görünmese de, sektörde çalışarak yıllarımı verdiğim, kesmeyip üzerine yüksek lisans yaptığım turizm konusunda bir de doktora yapma isteğim var ve bütün bunlar için bir plan, yapmam gerektiğini bilerek düşünmeye başlamak bile acayip vakit alıyor. Geçen bahar döneminde bunca yıldan sonra katiyen işime yaramayacak matematik problemleri çözüyorum, diye yazmıştım. Sonuç; ALES'i hallettim. Geriye şimdi KPDS kaldı. O da önümüzdeki bahara...
Anlaşıldığı üzere, fena yayılmışım ben. Toparlanmam ve yeniden ben olmam lazım. Eski ben değil elbet, yenisi... Eski “ben”in büyümüş(!), değişmiş, anne olmuş hali. Daha enerjik, daha disiplinli, uzun bir süredir ihmal ettiğiyle yani kendisiyle daha ilgili...
Selin’le ilgili haberler mi? Onlarda bir sonraki yazıda artık...
Not: Fotoğraflar 27 Kasım’da Curcuna Parti Evi’nde kutladığımız, Ada’nın 4. doğum günü partisinden. Benim çekmediğim nasıl da belli oluyor:))

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails