3 Aralık 2008 Çarşamba

Pratik bir börek tarifi

Geçen gün Banu web sayfasında, mutfakta hız ve kolaylık sağlayan pratik uygulamalarını yazmıştı. Ben de yorum bırakırken annemin buzluk böreğini pratik ve dayanıklı olması sebebiyle yazıvermiş ve de bu tarifi kendi bloguma da koyayım bari demiştim. Dün bu börekten yaptım ve pişirdiğim dilimleri de fotoğrafladım. Buzlukta çok uzun süre dayanabilen bir börek olduğunu da ekleyeyim.

Annemin Buzluk Böreği
Malzemeler: 3 yufka, 3 yumurta, 3 büyük boy patates, 1 topak beyaz peynir, 100 gr. eritilmiş margarin, 1,5 su bardağı süt.
Yapılışı: Patatesleri haşlayın ve ezin. Bütün malzemeleri karıştırın.Yufkayı geniş bir yere yayın. Malzemeden bolca, bütün yufkaya eşit olarak yayın. İkinci yufkayı da üzerine bütün olarak yayın. Malzemeyi koyun. Son yufkayı da bütün olarak yayıp yine üzerine malzemeden koyun. Dikkatli bir biçimde önce kenarlarını kapatarak (çok kalın olmasın) parçalamadan yufkayı sarmaya başlayın. Sarma işlemi bitince bir bıçak yardımıyla ortadan ikiye kesin, buzluğa kaldırın. Pişirmek istediğinizde buzluktan çıkarın ve çözülmesini beklemeden dilim dilim kesin. Kestiğiniz dilimleri yan yatırıp tepsiye dizin. Üzerlerine bolca rendelenmiş kaşar peyniri koyun ve önceden 200 derecede ısıtılmış fırında 25-35 dak. pişirin.
Afiyet olsun!

1 Aralık 2008 Pazartesi

Bu Haftanın Menüsü

Bu hafta da sadece MuniSe’me menü hazırlayabildim.

Pazartesi: Mercimekli Kereviz – Tam (kahverengi) Pirinçli Pazı Çorbası
Salı: Tavuklu Sebze Yemeği – Ispanaklı Buğday Çorbası
Çarşamba: Kıymalı Pekmezli Ayva Yemeği – Balkabağı Çorbası
Perşembe: Kırmızı Çorba – Fırında Balık
Cuma: Tavuklu Karnıbahar Brokoli Yemeği – Sütlü Havuç Çorbası
Cumartesi: Kıymalı Enginar Yemeği – Sebze Püresi
Pazar: Kabak/Domates Dolması – Tarhana Çorbası

Bayram münasebetiyle cumartesi akşamı ailemin yanına İstanbul’a gideceğiz kısmetse. Bu şu demek oluyor, menüde gördüğünüz pazar gününün yemeği dolmalar, annemin o öpülesi ellerinden çıkmış olacak ve tabii sadece Meleğim değil biz de yiyeceğiz. Yaşasın! İşte bayram budur!

Başka menüler için bkz.

Ben içiceeem!

Kuzucuğum 7 aylık olduğundan beri cam bardaktan (yani votka shot bardaklarından) su içiyor, hatta garantiye almak için içerken elimi tutuyor:)



Son 10 gündür bardağı eline alıp kendi kendine içmeye çalışıyordu, bardak cam olduğu için korkup vermiyordum. Bu arada da uygun bardak aramaya devam ediyordum. Piyasada var olanlar genellikle alıştırmaya yönelik bardaklar. Bizimki zaten alışmış durumda. Nihayet cuma günü istediğim gibi bir bardak buldum ve aldım. Cumartesi akşamı yeni bardağıyla kendi kendine su içmek istedi ve aşağıda gördüğünüz üzere lıkır lıkır içti. Sonra da bitip bitmediğini kontrol etti:)



Gidip kocaman bir bardak su içmek istedim şimdi:)

30 Kasım 2008 Pazar

İlk bebişler buluşması

Dün Banu ve Mira’nın evsahipliğinde ilk bebekler buluşmamızı gerçekleştirdik. İlk defa babası yanımızda değilken kızımla birlikte arabayla bir yere gittim. Araba koltuğunda sakin sakin oturup uzun uzun etrafı seyretti ve sonunda uykuya daldı. Neden? Arabaya binen her çocuk en geç 5.dakikada uyur sözünün doğruluğundan sanıyorsanız yanılıyorsunuz, çünkü Ankara’yı hala iyi bilmediğimden Banu’lara Haymana üzerinden gidip kendimi aştım:) Neyse, bence bu hiç anlatılmayacak bir hikaye olarak kalsın.
Bebeklerimiz aşağıda göreceğiniz gibi çok şahanelerdi. Arada sırada birbirleriyle ama daha çok kendi kendilerine oynadılar. Birbirlerini seyredip, dokunarak tanımaya çalıştılar. Benim sadece bir iki satırını hatırladığım hatta bazılarını hiç bilmediğim – ki mutlaka ve en kısa zamanda öğrenmem gerekiyor - Çınar'ın annesi Sermin’in söylediği çocuk şarkılarını, Meleğim gülücükler saçarak büyülenmiş gibi dinledi. Sermiiiiin, lütfen duy beni! Sırayla mama sandalyesinde mamalarını yediler. Biz anneler her zamanki bebek muhabbetlerini yaptık ve en yakın zamanda tekrar buluşalım dedik.
Bebeğim eve döner dönmez uyudu. Akşam üzeri uyanıp her zamanki gibi meyvesini yedi, oyuncaklarıyla ve babasıyla oynadı. Ben yemek hazırlarken mutfağın kapısında, mama sandalyesinde oturup bana uzun uzun bugünü anlattı. İki lafının arasında gülerek attığı çığlıklardan gününün çok keyifli geçtiğini anladım. Bu vesileyle başta Banu ve Mira olmak üzere annelere ve bebişlere teşekkür ederim.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails