Brüksel'de sevgili kedimiz Pakize de var. Onu ilk kez bugünkü gibi yağmurlu bir günde ofisimin karşısındaki marketin önünde titreyerek miyavlamaya çalışırken pencereden görmüş ve telefon görüşmemi "bi dakka" diyerek yarıda bırakıp yerimden hızla fırlamış ve kaptığım gibi ofise getirmiştim. Tahminimce en fazla iki haftalık bir kediydi. Hayatta kalması için epey bir badire atlattıktan sonra fene halde birbirimize bağlandık ve arkadaşlarımla birlikte ofiste bakmaya başladık. Bir çoğunuza ofiste kedi beslemek tuhaf gelebilir ama İstanbul Cihangir’de bu son derece sıradan bir şeydir. 1,5 yaşına yaklaşırken eve aldım Pakize’yi. Birlikte deprem dahil bir çok şey yaşadık. Evlenip yurdışına giderken O’nu da götürdüm yanımda. Eşimin de çocukluğunda kedili bir evde büyümüş olması işimi çok kolaylaştırmıştı. Ama son dört yıldır burada annemler bakıyorlar Pakize’ye. İnşallah bu yaz hasret bitecek ve Pakize’yi geri götürmemek üzere getirecekler TR’ye.
Selin’in buraya geldiğimizden beri Pakize’yle kurduğu ilişki hakikaten komedi filmlerini aratmayacak sahnelerle dolu. Bir kere Pakize, Selin’den korkuyor ve hatta biraz da kıskanıyor ama Selin, Pakize’ye bayılıyor ve Pakize odaya her girdiğinde “ha ha, ha ha” diyerek kahkahalar atıyor. Biz Pakize dediğimizde “tediii, tediii” diye bağırıyor. Beraber dergileri incelerken kedi resmi gördüğünde “tedi” deyip Pakize’ye bakıyor ve gülüyor. Sonra da bana dönüp doğrulamamı ister gibi bakıyor. Emeklemesi için yere bıraktığımda hemen Pakize’nin kaloriferin yanında duran pufuna gidip “ben geldim” anlamında gülerek “hıı hıı” deyip keyifli keyifli ayağa kalkıyor. Dün sabah ilk defa Pakize’yi alnından sevmesine izin verdim. Çok heyecanlandı ve şaşırdı. Sanırım çok yumuşak buldu. Pakize’de korktuğum gibi davranmadı ve usulca sevmesine izin verdi. Sonra da ben sevdim. Pakize kafasını çevirip uyudu. Meleğim bana baktı, şıışşşş dedi, (bu uyuyor demek, Selin uykuya dalmadan önce hep bu sesi çıkarıyoruz) ve dönüp kavanozunun yanına doğru emekledi. Arada bir oturduğu yerden kafasını uzatarak Pakize uyanmış mı diye kontrol etmeyi de ihmal etmedi. Dün akşam her zamanki gibi yemek yerken masanın etrafında miyavlayarak dolanan Pakize’yi bu sefer “tedii” yerine “Zize” diyerek çağırdı. İlişkileri günden güne gelişiyor ve bu beni yeniden Pakize’yle yaşamak konusunda çok umutlandırıyor.
Çok tatlıymış Pakize :)
YanıtlaSilMira'da bu hafta sonu ilk defa bir kedi sevmeye çalıştı... hep kopek gordugu için farklı geldi. Kedi kaçtı bizim ki kovaladı. peşinden çok ağladı.
Pakize gelince sevmeye gelebiliriz değil mi?
Banu'cuğum,
YanıtlaSilNe zaman isterseniz, her zaman bekleriz. Pakize'nin gelmesini beklemeden gelirseniz daha da çok seviniriz.
Öperiz,
ç. - s.