7 Ocak 2009 Çarşamba

Nihayet anladık!

Son bir haftadır uykuya direnmeler, gecenin 4’ünde sızlanarak uyanıp tekrar uyumayı reddetmeler. Uyku sırasında kalkıp kalkıp kendini yatağın herhangi bir tarafına atmalar. Her akşam belli bir saatte güzel güzel yatan çocuk bazı geceler 23.00’e hatta 24.00'e kadar yatmayı reddediyordu. Sebebini ancak dün akşam anladık, daha doğrusu fark ettik. Meleğimin laternal denilen alt çenedeki 7. ve 8. dişleri de çıkmış. Dün akşam 21.30 gibi yatırdım, hemen 10 dakikada uykuya daldı. Dün gündüz de hem sabah hem öğleden sonra rahat rahat uyudu. Çok şükür bunu da atlattık galiba!

Yeni Yıl Hediyesi

Bu sene yalnız bir çekirdek aile olarak yılbaşını evde kutladık. Türlü türlü sıkıntılar, endişeler, kayıplar ve acılar yaşanmasına rağmen 2008, meleğimizin aramıza katılmasıyla şahane yılların başlangıcı oldu bizim için.
Mütevazı yılbaşı ağacımıza miniğimizin ilgisi yoğundu. Azıcık denge sorunu olan ağaç üzerine düşmesin diye epey bir gayret sarfettik. Meleğim bilhassa kırmızı toplardan gözlerini alamadı. Akşamın ilerleyen saatlerinde Gülannesinin İstanbul’dan gönderdiği hediye paketini açtık birlikte.


Fotoğraflardan da göreceğiniz üzere tam anlamıyla bayıldı hediyesine. Önce her şarkıyı dikkatlice dinledi ve bittiğinde alkışladı.


Şarkıları ikinci kez dinlediğimizde bazılarını tanıdı ve o şarkılarda yüzümüze bakıp gülümsedi.


Sonra hangi düğmeye basınca müzik çaldığını kendi kendine keşfetti ve tanımadığı şarkıları geçmek üzere düğmeye hızlıca basmaya başladı. Sıra tanıdığı şarkılara gelince bekleyip sonuna kadar dinledi ve dudaklarında o kocaman gülümsemesiyle el çırparak eşlik etti.


Ardından oyuncağı ters çevirip, bu nasıl çalışıyor acaba? bakışlarıyla uzun uzun inceledi. O zamandan beri uyanık olduğu neredeyse her dakika bu oyuncağıyla oynuyor.

4 Ocak 2009 Pazar

İkinci Bebişler Buluşması

Acayip karlı bir Ankara gününde, seneyi bitirmeden önce bir kez daha buluşalım dedik. Bu sefer akide şekerimiz Arda ve zarif annesi Burcu evsahipliği yaptılar. Bebişler biraraya geldiklerinde her birinin ne kadar büyüdüğünü daha da iyi anladık.

Kuzucuğum salona girer girmez son günlerde çok daha seri halde yapmaya başladığı emekleme işini etrafı tanıyalım faaliyetine çevirdi.



Mira ve annesi Burcu gelene kadar meleğim epey bir süre üç böceğin arasında tek çiçek olarak oturdu. Bir ara Çınar’la Arda arasındaki muhabbeti ben almayayım diyerek seyretmeyi tercih etti.



Bir süre sonra eline geçirdiği bazı oyuncakların sadece diş kaşımaya değil kafaya vurmak suretiyle ses çıkarmaya yaradığını da öğrendi ve ilk denemeyi de maalesef kendine en yakın bebişte,
Cıva Çınar’da yaptı.




Dans eden maymunu seyrederken kendinden geçti.



Mira’yla birlikte meraklı kızlar grubu olarak oyuncağın kendisi yerine kablosuyla oynamayı tercih ettiler.



Sonrasında da
Mira’nın annesi Banu’nun kucağında en süper oyuncak olarak gördüğü cep telefonunu incelemeye çalıştı bebeğim. Banu, Mira sayesinde edindiği tecrübeden olsa gerek cep telefonunu kaptırmamak konusunda çok başarılıydı.



Çınar’ın annesi Sermin’in şarkılarını hep birlikte pür dikkat ve zevkten dört köşe vaziyette dinlediler.



Hem şarkıyı dinlemeye devam edip hem de oturan boğamız muzip bakışlı
Yiğit’in kolunu tutarak “kaçırıyorsun, şarkı daha bitmedi” diyen hali çok şekerdi.



Şarkıların bitiminde Meleğim beğenisini Sermin’i alkışlayarak gösterdi.



Bu sefer biz anneler de hem bebeklerimizi hem de birbirimizi daha iyi tanımaya başladığımızdan olsa gerek daha fazla sohbet edebildik. Bu sohbet kısmı şahsen bana çok iyi geldi.

Bir sonraki buluşmanın ev sahibi biziz. MuniSe’min 24 Ocak’taki birinci yaş gününü hep birlikte kutlayacağız. Ne şanslıyız!

Bu güzel günün akşamında ne yazık ki kuzucuğumun burnu akmaya başladı. Yılbaşını hafif bir burun akıntısıyla geçirdik. Yeni yılın ilk günü evimizin bazı eksiklerini almaya gittiğimiz Bauhaus’da çok dikkat etmemize rağmen eve döndüğümüzde burnunun yanı sıra gözünde de akıntı başladı. Doktorunu arayıp hangi ilaçları almamız gerektiğini öğrendik. Bu ilk nezlesi hatta ilk hastalığı ve nezle başladığından beri her gece, üzerini açmadığından emin olmak ve nefesini kon trol etmek istediğimiz için beraber yatıyoruz. Gayet düzenli bir biçimde ilaçlarını almaya devam ediyor ama ne nezlesi durdu ne de gözündeki akıntı. Neyse ki iştahı ve keyfi yerinde. Sadece biraz daha fazla su içmek istiyor. Sanırım ağzı burnu kuruduğundan daha çok sıvı alma ihtiyacı duyuyor. Bir an önce bitse artık!

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails