23 Ocak 2009 Cuma

Meraklı Miniğin Hikayeleri 3

Sepette ne var?
Meraklı Miniğin annesi kuruyan çamaşırları topluyormuş. Tertemiz olmuş bluzları, eşofmanları tek tek katlayıp sepete koyuyormuş. Bir süre sonra dönüp arkasına bakmış. O da ne! Meraklı Minik sepetin başına oturmuş, annesinin katlayıp koyduğu her şeyi sepetten dışarı çıkarıyormuş hatta bluzların kollarını mendil gibi sallıyormuş ve bunu yaparken çok zevklenip çığlıklar atarak gülüyormuş. Sepet biraz derin olduğundan dibindeki son bir kaç bluza yetişememiş. Bunun üzerine sepetin bir kenarından bastırıp son kalanlara da ulaşmış ve onları da çıkarmış. Sepet boşalınca kafasını kaldırıp önce çamaşırlığa sonra da annesine bakmış. Annesi Meraklı Miniğin yüz ifadesinden ne aradığını anlamış, gülümsemiş ve ‘tatlım, aradığın bu olabilir mi acaba?’ deyip oyuncağını ona uzatmış. Meraklı Minik çok sevinmiş ve annesine kocaman bir gülücük verip, diğer oyuncaklarının yanına dönmüş.

20 Ocak 2009 Salı

Haftanın Menüsü


Hafta ne çabuk bitiyor, yine menü hazırlama vakti gelmiş. Aman sıkıldığım sanılmasın. Hayatımı o kadar kolaylaştırıyor ki bu menü, pazar akşamları sadece yarım saat kafa yorup menü hazırlamak takip eden bir hafta boyunca acayip rahatlatıyor beni. Bir gün gecikmeli de olsa buyurun bu haftanın bebek menüsüne.
Elbette yine tüm bebişlere afiyet olsun, yarasın!

Pazartesi: Sebzeli Bulgur Pilavı – Sütlü Havuç Çorbası
Salı: Mercimekli Tavuklu Kereviz Yemeği – Karnıbahar Çorbası
Çarşamba: Sebzeli Köfte – Mercimek Çorbası
Perşembe: Brokoli Çorbası – Fırında Domates Soslu Balık
Cuma: Kıymalı Pazı Yemeği – Tarhana Çorbası
Cumartesi: Tavuk Lokumu (Bkz. Ayşe Tüter Tarifleri)– Tel Şehriyeli Yoğurt Çorbası
Pazar: Yoğurt Soslu Haşlanmış Sebzeler, Patatesli börek – Tavuklu Şehriye Çorbası

Bu hafta Cumartesi günü (24 Ocak) Meleğimin ilk yaşını arkadaşlarıyla birlikte kutlayacağız. Şekerle mümkün olduğunca geç tanıştırma kararımdan dolayı ve fakat günün anlam ve önemine binaen, sanırım kendi pastasından bir kaç küçük lokma da yedireceğim, tatlı niyetine.

Başka tarifler için bkz. Haftanın Menüsü

Üçüncü Bebişler Buluşması

Geçtiğimiz cumartesi günü hastalıklar sebebiyle bir hafta ertelediğimiz bebişler buluşmasını Sibel ve oğlu Emre Jr.’un içten evsahipliğinde gerçekleştirdik. Bu sefer bebeklerimizi Sermin’in şarkısına rağmen, fotoğraf çekmek için bile birarada tutamadık ve ne kadar hareketlendiklerini görüp şaşırdık.

Emre zaten yürüyor. Mira gayet güzel ayakta durup hatta oynayıp rahatça bir kaç adım atıyor. Meleğim kanapelerin kenarlarında kendi başına ayakta durup birileri kollarının altından tutarsa yavaşça adım atıyor ama daha kolay geldiği için hala emeklemeyi tercih ediyor. Arda eğer açık alan bulup üşenmezse gayet hızlı emekliyor. Çınar epey uzun süren yemek faslından sonra yorgun düşmemişse poposunu kaldırarak emekleme gayretine giriyor –ki bu sefer çok uykusu vardı galiba pek ilgilenmedi bu konuyla. Oturan boğamız Yiğit ise ağır abi olarak oturmaya devam ediyor.
Emre artık bir çok şeyin farkında olarak oyuncaklarını sahiplenmeyi öğrenmiş. Kim oyuncağıyla oynamaya başlarsa hemen yanına gelip almaya çalışıyor ve eğer alamazsa ağlamaya başlıyor. Diğer bebekler gelmeden önce Mira’yla oyuncakları hatta önümüzdeki hafta kızımın doğum gününe gelemeyecekleri için Banu’nun önceden verdiği -bu arada acayip beğendiğimi de hemen belirteyim- tahtadan oyuncak hediyeyi bile bir süre paylaşamadılar. Kuzucuğum acayip gürültülü bir şarkı eşliğinde çalışan oyuncak arabayla oynarken Emre hemen yanına gelip oyuncağını önünden aldı ve henüz daha ne olduğunu anlayamadığından olsa gerek MuniSem hiç sesini çıkarmadığı gibi bir de bize bakıp gülümsedi.

Kuzucuğumun ilk buluşmalardaki çekingenliğini attığını ve bütün bebişlere sevgi gösterilerinde bulunmaya başladığını gözlemledim. Bir de sol elinin baş parmağıyla bütün bebeklerin burunlarını işaret edip dokunmaya çalışması vardı ki çok komikti. Bir ara baktım, oturduğu yerden aynı oyuncakla oynamak için Mira’ya doğru uzanmaya, annesi pantalonunu değiştirdiği için yerde yatan Arda’yı çekiştirerek ve uykusu geldiği için yanağını halıya dayayarak yatan ve o anda insanda yanaklarını koparma isteği uyandıran Çınar’ı t-shirt’ünden tutarak kaldırmaya, yanında oturan Yiğit’in elini tutmaya ve sırtını ona dayayan Emre’ye rağmen elindeki oyuncağı dişlemeye çalışıyordu.

Elbette bu sefer de çok mutluydu meleğim ve her zaman olduğu gibi -kendi başına oynadığı zamanlarda bile- o güzel yüzünden gülücükler eksik olmadı.

19 Ocak 2009 Pazartesi

Bugün 19 Ocak !



Âlâmını kalbinde tutup kimseye açma,

Zira elemin zikri de başka elemdir.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails