
Arayı hızla kapatmaya söz vererek günün anlam ve önemine binaen yazdığım yazıyla huzurlarınızdayız, yeniden ve uzun bir aradan sonra.
Efendim, 2 Temmuz’dan itibaren Ağustos ortasına kadar tatilde olacağımız için 18.ay doktor kontrolüne 1 Temmuz’da gittik. Ben boy, kilo gibi değerlerden bahsetmeyi pek sevmem. Kimi çocuk hızla uzarken kimisi minyondur, kimisi çok zayıfken kimisi biraz şişmandır ama hepsi sağlıklı, hepsi dünya tatlısıdır. Doktorumuzun, Selin’i ilk götürdüğümüzdeki kilo durumuna atıfta bulunarak ‘çok iyi büyüttük bu tatlı kızı’deyişindeki gurur ve iç rahatlığını mutlulukla paylaştım, o gün. Kolay değil 50 cm. ve 2,940 kg. doğmuştu Meleğim. Doğumda kaybettiği 300 gr.’ı ancak 1 ayda geri alabildi. Emmeye çabuk alışıp çabuk yorulan ve hemen uyuya kalan bir bebekti. Emzirmeye devam edebilmek için sürekli uyandırmaya çalışırdım.
O günden bugüne boyu 85 cm. kilosu da 11,500 gr. oldu. O artık, kendi kendine oyun kurabilen, 11 aylıkken bilgisayara ‘isisaya’ diyerek hepimizi şaşırtan ve bugün kelime hazinesinde bazıları tam bazıları yarım 50’ye yakın kelime olan, ne yapacağını daha önceden göstermediğimiz halde 2 kelimelik komutları yerine getirebilen, şahane çatal kaşık kullanan, 10 aylıkken kendi kendine bardağından su içmeye başlayan ve bugün küçük pet şişelerden bile dökmeden su içebilen, kısa basamaklardan kenara tutunarak çıkabilen, çocukları bebekleri severken yanaklarını ciciş ciciş diye okşayarak seven, altını değiştirdikten sonra bezini alıp çöpe atan, kedileri gördüğünde sevinçten çığlık atıp yanına çağıran, fesleğen yapraklarına ellerini dokundurup sonra da yanındakine elini koklatan, 1 ay önce çıkardığı 4 köpek dişiyle toplam 16 dişi olan ve unuttuğumuzda bize hatırlatarak her gece dişlerini fırçalayan (aslında fırçaladığını zanneden), yediğimiz içtiğimiz her şeyin tadına bakmak isteyen, son 1,5 aydır koltuk veya yataktan kendini geri geri kaydırarak inen, ev veya cep telefonum çaldığında gülerek koşar adımlarla bana getiren, yediği yemekten memnun olunca dudaklarında kocaman bir gülümsemeyle teşe (teşekkür ederim) diyerek yanağımı okşayan ve bugün itibariyle tam 18 aylık olan, şeker mi şeker bir kız.