Bu haftaların aktivite konusu olan gölge üzerine hiç bir şey yapamayacağımı düşünüyordum, günlerdir. Evin çeşitli yerlerini gölge vuruyor mu diye takip edip fotoğraf makinesini her an yanında taşıma, pozisyon ayarlama, alçıda olan ayağı yüzünden hareket serbestisi fena halde kısıtlanmış olan Meleğimi oradan oraya taşıma gibi güçlükler yüzünden neredeyse vazgeçmiştim. Fakat dün gölge aktivitemiz kendiliğinden gelişti. Öğleden sonra uykusunu uyumak üzere yatağa yatarken başucundaki duvara vuran gölgemi benden önce Selin farketti. Hemen eşime seslenip fotoğraf makinesini istedim ve çekmeye başladım. Kolumu kaldırdım ve bir bana, bir duvara dikkatle baktı. Yatar vaziyetteyken elindeki oyuncağını yukarı kaldırdı ve kafasını geriye atarak oyuncağın gölgesini gördü. Sonra yüzünü duvara doğru döndü ve bu sefer kafasının gölgesini gördü. Eski pozisyonuna döndü ve yattığı yerden gölgeyi yakalamak için elini duvara doğru uzattı. Kafasının kaybolduğunu farketti, şaşırdı. Bu sefer parmaklarını oynattı, elini yakalamayı denedi, tekrar denedi, tekrar denedi. Onca nafile çabadan sonra dönüp bana “uyku vakti bitmedi mi hala” der gibi baktı. Ben “hadi uykuya” deyince de gülmeye başladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder