Yine Ekim, Kasım nasıl geçti
anlayamadım. Malum, memleketin gündemi yoğun ve hatta yetişmek mümkün değil. Van
depremi, Marmara depremini de yaşamış ve sonraki travmaları hala taşıyan biri
olarak aklımı başımdan aldı. Depremin ardından aralarında çok sevdiğim
arkadaşlarımın da olduğu şahane insanların yaptıklarına iletişim kanalları
aracılığıyla destek vermeye çalışmanın dışında, elbette ara ara Selin’in
nükseden burun akıntısı, öksürük, tıksırık durumlarıyla da yakinen ilgilendim. Sizlere
zaman zaman hala Van’da olan arkadaşlarımdan ve Gündem Çocuk Derneği’nin
çalışmalarından bahsedeceğim.
Blogun sağ tarafında gördüğünüz
Erciş’in Genç Sesi resmine tıklayarak ulaşacağınız blog, gencecik kalemlerin
kendilerini yazıp, çizerek ifade etmelerine ve bu yolla depremin etkilerini
biraz da olsa azaltmalarına ve tabii sorunları, orada bire bir yaşayan
gençlerin, çocukların gözlerinden görmemize imkan sağlayan şahane bir proje. Takip
etmeli...
Geçen sene kreşe yeni başlayan
çocuğundan daha fazla ve uzun süre hasta olmuş bir anne olarak bu sene hasta
olmamaya özellikle ve çok dikkat ediyorum. Doğal, koruyucu kış iksirleri alıyor,
havayı azıcık güneşli görünce pehlivanlığa soyunmuyorum.
Bu dönem, işim için de önemli bir
dönem. Başlangıcı sıkı tutmamın gelecekteki sağlamlığını çok etkileyeceği ve
tamamen benim kişisel disiplinimle gelişecek bir iş yaptığımdan, yoğun odaklanma
gerektiriyor ve bu benim için en zor işlerden biri. Çünkü ben artık aklı bir
telefonla ya da bir memleket haberiyle kuş olup uçan bir kadın oldum daha
doğrusu olmuşum, yeni farkediyorum. Hele ki haber bir de çocuklar ya da
kadınlarla ilgili bir haberse içim içimi yiyor, günlerce sürüyor dağılmışlığım.
Selin’den önceki hayatım, toplumsal sorunlara çözümler üretmeye yönelik her
türlü sivil toplum faaliyetine katkıda bulunmakla geçtiğinden, sürmekte olan bu
zorunlu pasiflik hali artık beni yormaya da başladı. Neyse...Mevzu
derinleşiyor, burada bırakmak lazım.
Nasıl bir iş yaptığıma ve dolayısıyla hayatımızın kalitesini artırmaya yönelik bilgi verici yazıların yer alacağı bir blog hazırlığındayım. Biraz eli yüzü düzgün hale gelince buradan da duyuracağım.
Diğer yandan işimle hiç ilgili
gibi görünmese de, sektörde çalışarak yıllarımı verdiğim, kesmeyip üzerine
yüksek lisans yaptığım turizm konusunda bir de doktora yapma isteğim var ve
bütün bunlar için bir plan, yapmam gerektiğini bilerek düşünmeye başlamak bile
acayip vakit alıyor. Geçen bahar döneminde bunca yıldan sonra katiyen işime yaramayacak matematik problemleri çözüyorum, diye yazmıştım. Sonuç; ALES'i hallettim. Geriye şimdi
KPDS kaldı. O da önümüzdeki bahara...
Anlaşıldığı üzere, fena
yayılmışım ben. Toparlanmam ve yeniden ben olmam lazım. Eski ben değil elbet,
yenisi... Eski “ben”in büyümüş(!), değişmiş, anne olmuş hali. Daha enerjik,
daha disiplinli, uzun bir süredir ihmal ettiğiyle yani kendisiyle daha
ilgili...
Selin’le ilgili haberler mi?
Onlarda bir sonraki yazıda artık...
Not: Fotoğraflar 27 Kasım’da Curcuna Parti Evi’nde kutladığımız,
Ada’nın 4. doğum günü partisinden. Benim çekmediğim nasıl da belli oluyor:))
Cok guzel bir paylasim olmus! Ercis'in Genc Sesi'ne bayildim! Gundem Cocuk da harika! Icime su serptin :) Fotograflar da cok guzel, Selin epey buyumus ;) Haberlerini bekliyoruz... Sevgiler, bir de kolay gelsin cok :)
YanıtlaSilLimonlu turta...adresini bekliyorum...:))robotsdoodles@gmail.com.
YanıtlaSil