Cumartesi günü oyun grubumuzun Ağır Abi’si Yiğit ve annesi Görkem’le Ankuva’da buluştuk. Hava çok güzel hatta sıcaktı. Selin ve Yiğit birbirlerini görür görmez tanıdılar ve hemen birbirlerine ellerini uzattılar. Tamam, bizim kız gördüğü her bebeğe ya da çocuğa elini uzatıyor ama Yiğit’i tanıdığı çok belliydi çünkü kocamaaan gülücüklerle, mutlu olduğu zaman çıkardığı ‘hııı, hııı’ sesiyle, dönüp bana ‘şışt’ yani ‘işte’ diyerek Yiğit’i işaret ediyordu. Yiğit’te büyümüş, saçlar kısacık erkek traşı olmuş, yüzünde çapkın Clark Gable gülüşüyle yine çok tatlıydı. Pusetlerinde karşılıklı oturup birbirlerine güldüler, kendilerince sohbet ettiler, arada bir de etrafı incelediler. Güzel güzel bizim yediklerimizden yediler. Sonra biraz yürüdük. Başka bebekler ve anneleriyle karşılaşıp ayaküstü ‘kaç aylık?’, ‘yürüyor, yürümüyor, şöyle adım atıyor, böyle sıralıyor’ muhabbeti yaptık. O kadar usluydular ki kahve bile içebildik. Bebişler ayrılırken her ikisi de uykuları geldiğinden olsa gerek biraz mızıldadılar. Biz de biraz sohbet edip kafa dağıtmış olmanın rahatlığıyla hafta içi tekrar edelim bu buluşmaları dedik.
Sonrasında Selin’le mutfak alışverişimizi yapmak üzere markete girdik. Tam ‘Meleğim, bak! Çok sevdiğin domatesler!’ diye seslenmeye hazırlanırken gözlerinin kapanmak üzere olduğunu farkettim. Tüm o market gürültüsüne rağmen alışveriş boyunca mışıl mışıl uyudu. Ben de Selin’le olmama rağmen en kısa süreli alışverişimi yaptım. Genellikle marketlerde gördüğü her meyve ve sebzeyi ellemek ve incelemek istediğinden normalde yarım saatte bitecek bir alışverişi ancak 1,5-2 saatte bitirebiliyoruz.
Elbette her akşam olduğu gibi Cumartesi akşamı da yatağa yatar yatmaz bütün gün neler olduysa, neler gördüyse hepsini kendi dilinde anlatmaya başlamıştı ki, sanırım açık havanın da etkisiyle bir iki esnedikten sonra daha fazla uzatamayıp uykuya daldı.
çok güzel oldu cidden. ben de o gün bizimkiler birbirini tanıyor diye çok mutlu oldum. inşallah yakında hepsi yürüyüp koşar da biz de arkalarından koşarız.
YanıtlaSilyahu Bilkent civarı ne kadar güzelmiş. ben unuttum oraları 365-Panora civarında dolaşmaktan. hem market, hem açıkhava, hem cafe. ne ararsan var.
biz de teşekkür ederiz Çiğdem'cim, en kısa zamanda yine görüşelim...
sevgiler
gorki
Merhaba Çiğdem,
YanıtlaSilSelin Hanım ne kadar güzel olmuş böyle? Ada ile ben, onun güzel yanaklarından öpüyoruz.
Umur - Ada
Tekrar Merhaba Çiğdem,
YanıtlaSilAz önce yemek blogunu keşfettim ve Ada için yazdığın o güzel sözleri okudum. Bugün bencil insanların bende açtığı yaralara ilaç gibi geldi sözlerin. Dünyada senin gibi güzel insanların da olduğunu bilmek insanı rahatlatıyor. Selin'in güzel yanaklarından öp bizim için
Umur - Ada
Gorkiciğim,
YanıtlaSilHavalar güzelleştikçe ve siz Bodrum'a gitmeden önce mümkün olduğunca sık yapalım bunu. Selin o akşam öyle mutluydu ki...
Öperiz,
ç.
Umurcuğum,
Ben sana karşı çok mahcubum. Fotoğrafları göndermeyi unuttuğumu İst.da farkettim. Adacığımın güzelliği, şirinliği beni büyüledi vallahi. Kaynağı sağlam tabii, senin gibi zarif, güzel bir annesi var. En kısa zamanda görüşelim. Yanaklarınızdan öperiz.
ç.-s.