Biz bir
taraftan anne ve baba olarak birbirimize bakmaya çalışıyor, diğer yandan bizi yanaklarımızı okşayarak “ay
ay, nasıl da hasta olmuş annem, babam? Bi öpiim geçsin mi hemen?” diyerek seven
ve tabii 2 dakika sonra bu sevgi gösterilerine rağmen bizimle oynayamadığı için
mızıldayan ve sonuçta kendini durmaksızın masal anlatmaya veren Selin’i sabırla
dinlemek için zorluyoruz. Bu konuda söyleyecek tek bir lafım bile olmaması
gerektiğini, yıllaaar yıllar önce aynı zulümle titrettiğim aile fertlerinden
nezaket dolu sözlerle duyunca, kendimi “Al işte, bana benzemiyor deyip
duruyordun, şimdi benziyor. Memnun musun?” diye haşlarken buldum. Yani kısacası
yine kendime kızacak bir şey bulmuş oldum. Sıkıldım tabii bu kendini didik
didik eden anne modelinden. Neyse ki artık her daim değil de arada bir
yokluyor. Bu seferkini hastalığıma veriyorum.
Bu yazıyı
da iki gün boyunca ‘iki dakika yaz, bir saat dinlen’ düzeniyle yazabildim. Şimdi
düşününce zorum neydi, bilemedim. Aslında kitap tanıtımı yapmak üzere başladım
yazıya ama daha önceden yazılmış kitap yazılarımı düzeltecek halim bile kalmadı.
Bir de
Pazartesi günü başlayıp hastalığıma rağmen sürdürdüğüm ve istemesem de bu 5 gün
içinde 1,5 kilo verdiğim (ödem atıyor da olabilirim) Karatay diyetimi
anlatacaktım. Artık iyileşince ...Boşuna dememişler 'her şeyin başı sağlık!' diye.
Herkese
bol okumalı ve sağlıklı bir hafta sonu diliyorum.
Not: Fotoğraf, Ocak ayında Gordion AVM'de sergilenen kaplumbağa heykellerinin üzerindeyken çekildi.
Oyy, cok gecmis olsun size! O bitmeyen masal anlatma seanslarindaki halinizi tahmin edebiliyorum :) Kolay gelsin cok! Resme bayildim, ne guzel bakmis oyle!
YanıtlaSilÇok geçmiş olsun, acil şifalar dilerim.
YanıtlaSilçok çok geçmiş olsun, hemen geçsin gitsin.. kendine ve prensese iyi bak!
YanıtlaSilsevgiler
gorki
ekleme. yeni yazılarını bekliyorum canım. hasretle öperim
YanıtlaSilsevgiler
gorki