Bugün tam şu saatlerde memleketimin adalet sistemi çok ama çok önemli bir sınavdan geçiyor. Bu ülkede kadın olmanın, kadın bilimci olmanın, üstüne üstlük gerçekten sorunlara kafa yoran kadın sosyal bilimci olmanın ne kadar zor olduğunun kanlı canlı ispatı, sosyolog-yazar Pınar Selek on iki yıldır süren ve iki kez beraat ettiği davadan bugün bir kez daha yargı önünde.
Pınar Selek şahsen tanışmadığım ama yazdıklarını okuduğum, yaptıklarını ve maalesef başına gelenleri takip ettiğim bir kadın. Geçenlerde Özgüranne'nin, çok ilgimi çeken ve hemen aldığım Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabını blogunda tanıtırken alıntıladığı şu satırlar beni çok etkilemişti.
sayfa 204
"
Çare içerideki genç anneye annelik yapmayı öğretmektir. Bu, dış dünyadaki daha yaşlı ve akıllı, tercihen çelik gibi sinirlere sahip olan gerçek kadınlardan öğrenilebilir; onlar tüm çileleri çekip tüm yollardan geçtikleri için ateşte güçlenmişlerdir. Şimdi bile bedeli ne olursa olsun gözleri görmekte, kulakları duymakta, dilleri konuşmaktadır ve iyi yüreklidirler.
Dünyadaki en harika anneye sahip olmuş olsanız bile, eninde sonunda birden fazla anneniz olabilir. Kendi kızlarıma söylediğim gibi: " Bir anneye doğdunuz, ama şansınız varsa birden çok anneniz olacak. Ve onların arasında ihtiyaç duyduklarınızın çoğunu bulacaksınız."
Kızım doğduğunda en üzüldüğüm şey kızımın annelerinin yani canım arkadaşlarımın, ablalarımın bizden uzakta, İstanbul’da yaşıyor olmasıydı. Neyse ki kısa bir süre sonra burada da şahane kadınlarla tanıştım, çocuklarını çocuğum bellediğim yakın arkadaşlarım, kızımın da anneleri oldu. Uzun zamandır biliyorum, bir kadının kızımın annelerinden biri olması için illa ki arkadaşım, yakından tanıdığım biri olması gerekmiyor. Ama bu kadınları -sürekli gözönünde olmadıklarından herhalde- tespit etmek, bazen hayatın hay huyu içinde biraz zaman alabiliyor. Geçen gün durup düşündüğümde fark ettim ki, sağlam duruşu, kendine güvenli tavrı, inandıklarını savunuşu, gerçeği arayışı, sakin ve kararlı mücadeleciliği ile Pınar Selek de kızımın annelerinden biri, artık. Kendisinin bundan hiç haberi olmasa bile...
Ah ne güzel yazmışsın! Ben kendisiyle hiç bitmeyen dava sürecinde tanışmıştım. Destek olmak için Beşiktaş'taki duruşmalara gitmiştim. O kadar kuvvetli bir el sıkışı ve o sürece rağmen o kadar içten bir gülüşü vardı ki hayatım boyunca unutamayacağım. Ve evet, benim de kızımın annesi olsun :) Selin de bize kardeş zaten ;)
YanıtlaSil