14 Aralık 2010 Salı

Karla Barışma

Bu sene Ocak ayında kar yağdığında kar topu oynarız, kardan adam yaparız diye büyük bir hevesle dışarıya çıkartmıştım Meleğimi ve hevesim kursağımda kalmıştı. Munisem ayakları kara battıkça acayip rahatsız olup önce sızlanmış sonra da ağlamıştı. Eline kar topu yapıp verdiğimde, 2 saniye elinde tutmamıştı bile. Bir de üstelik eldivenlerim niye ıslandı der gibi hafif kızgın bakmıştı. Kara değen eldivenlerinin ıslanmasından ve aşırı beyazın gözlerini kamaştırmasından o kadar tedirgin olmuştu ki hemen eve dönmek zorunda kalmıştık.((
Hafta sonu kar yağdığında babamız da bizimle birlikte bahçeye çıktı. Dışarıya çıkar çıkmaz yine kara basmaya korktu ve babası onu biraz kucağında taşıdı. Selin’i karsız bir yere indirdikten sonra biz hızımızı alamayıp sıkı bir kar topu savaşına girdik. Kahkahalarımıza sevinç çığlıklarını katarak ve duruma fena halde şaşırarak bizi izledi bir süre.
Sonra bir baktım kara el izini bırakıyor. Heyecanla “anne bak! eyimin izi çıktı” diye bağırdı. Bir cesaret bir parça kar aldı eline ve “ayın bakayım daygıçyay!” (burada Nemo filminde Nemo’yu kaçıran dalgıçlara sesleniyor)diyerek fırlatmaya çalıştı ve nihayet Meleğim karla barıştı. Eve dönmekte çok zorluk çektik.
Ertesi gün sabah uyanır uyanmaz “kayay eyicek çabuk çabuk dışayı gideyim, oynayayım” demeye başladı. Bu sefer “biyaz yüyüyüş yapayım anne” dedi. Bir gece önce günün anlam ve önemine binaen okuduğumuz ve bu Cuma tanıtacağım kitaplardan biri olan “Karlı Bir Gün” kitabında gördüğü üzere, baktım bilhassa karlara, arada da elimi sıkıca tutarak buzlara basmaya çalışıyor. Ben hızımı alamayıp ona kitaptan bir şeyler anlatmaya çalışıyorken “bi dakka anne, susabiyiy misin yüfen” diyerek beni susturunca çıkan sesleri dinlemeye çalıştığını fark ettim. Bir kaç adım attıktan sonra kafasını kaldırıp bana baktı ve “anne, isteysek böye müzik yapabiyiyiz” dedi. Şaşkınlıktan hiç cevap veremedim. 30 saniye sonra filan “evet, tabii canım” gibi bir şeyler geveledim.
Sitenin çevresini ve içini “böye müzik yapayak” dolaştık. Bu arada sitemizin ağaçlarının karlar altında da çok güzel göründüğü farkedip hemen bir kaç fotoğraf çektim. Sıra oyun parkının yanındaki bol karlı alana geldiğinde “aytık kay topu oynayabiyiyiz” dedi ve en ufacık bir çekinme, tereddüt filan olmadan ellerini kara daldırıp top yapmaya çalıştı.
Yaklaşık 1,5 saat dışarıda kaldık. Bu sefer çok yorulmuş olacak ki eve dönelim teklifime hiç itiraz etmedi. Eve girip üzerini çıkardı ve al al olmuş yanaklarıyla “biyaz yatayım anne” dedi. Son ayların en uzun öğle uykusunu uyuduğunu söylememe gerek yok herhalde:) 

4 yorum:

  1. Bu cimcimenin şapkasının yününden bende bir atkı ördüm kızıma :)Çok yakışmış kendisi de kar gibi sevimli.

    YanıtlaSil
  2. sitenizin karlı ağaçları resimde çok güzel gözüküyor tabii küçük kuzuyu da unutmamak gerekli.çok tatlı maşallah..
    sevgiler

    YanıtlaSil
  3. Atkı ve bereye acayip bayıldığımı söylemeden geçemeyeceğim Çiğdemcim:)Geçen cumartesi karlı bir sabaha uyanınca,Zeynep "kar neden olur anne, yası olur anneeeeee" sorularına başlayınca,ben de hemen stoktan "Karlı Bir Gün"ü çıkarttım.Çok iyi denk geldi.

    YanıtlaSil
  4. Karla barışmasına çok sevindim :) Biz de küskündük kara bu kış barıştık, pek yakışmış karlara güzel kuzu..:)
    Sevgiler,Zeynep

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails