23 Mayıs 2010 Pazar

Turunç-İzmir Seferinden Yeni Döndük!

Nihayet döndük. Nerdeydiniz ki diyeceksiniz, haklısınız. On dakikacık vakit bulup yazamadım, gidiyoruz diye. Hesapta hem (Marmaris)Turunç’tan hem de İzmir’den yazacaktım ama olmadı. Son gün ben de Teoman da dizüstü bilgisayarlarımızı götürmemeye karar verince bütün planlarım suya düştü.
Neyse hemen bir özet geçeyim. Geçen Pazar Teo’nun sunum yapacağı uluslararası yaz okuluna katılmak üzere 3-4 gün kalacağımız Loryma Otel’eTurunç’a gittik. Geç vakit vardığımızdan akşam soğuğudur dedim ama sabah havanın rengini görünce benim de rengim attı. Fena halde rüzgarlı ve yağmurlu iki gün geçirdik. Ben sanki yaz ortasında Antalya’ya gidiyormuşuz gibi Selin için incecik askılı elbiseler, kısacık etekler, şortlar almışım yanıma. Ayağımda kapri pantalonum, terliklerim pek rahatım. Lakin üzerime bir ince hırka dahi almamışım, donmaktayım ve fena halde şaşkınım. İkinci gün hemen Turunç’a inip Meleğime bir kot pantalon, bir mont(umsu şey), kendime de kalın bir hırka aldım. Biri bana 'gün gelir yazlık terliklerinin içine çorap giyersin sonra da kendine kahkahayla gülersin' deseydi 'yok artık!', derdim. Valla çorabı giydim, yok artık da dedim ama maalesef üşümekten ve kendi kendime savıp sövmekten gülemedim.
Son gün öğleden sonra hava açtı, güneş çıktı ve planlanan tekne turu çok güzel geçti hatta denize bile girildi. Biz hariç herkes çok eğlendi. Selin’in ilk tekne gezisi olmasına ve pek eğlenmesine rağmen biz pek eğlenemedik. Bir gün önce babamın kalp spazmı geçirip hastaneye kaldırıldığı haberiyle allak bullak olmuşuz zaten. Ablamlar ‘gelmene gerek yok babam gayet iyi’ diyor, babamın sesi de telefonda çok iyi geliyor ama aklım sürekli orada, hala.
Ertesi gün Turunç’tan Teo’nun katılması gereken uluslararası bir konferans dolayısıyla İzmir’e geçtik. Balçova Termal Otel’de kaldık. Hava İzmir’de daha da soğuktu. Neyse ki yeğenim Yalçın İzmir’de yaşıyor da gelip Selin’le beni aldılar, böylelikle rahatça gezebildik. Yeğenimin evinde Selin, “yat uyu yapayım (yapalım) anne” dedi ama katiyen uyumadı.
Yalçın ve Ece’nin Haziran sonu gibi bir kızları olacak. Biz bebek çeyizine bakarken Selin de Ece’nin çocukluk bebeklerine uyku tulumu giydirmeye çalıştı, sonra da üzerlerini battaniyeyle örtüp gülerek “bak anne bebek uyudu” dedi. (Bugünlerde ne yapsa sanki dünyada ilk kez yapılıyormuş gibi davranıp bak anneyle, dinle anneyle başlayan cümleler kuruyor.) Dönerken gök delinmiş gibi yağan yağmuru görünce acilen bir lastik ayakkabı alıp durumumu biraz daha sağlamlaştırdım. Selin de üzerine döktüğü meyme suyayı (meyve suları) ve yemek lekelerine rağmen sırtında çıkar(a)madığım Turunç montuyla gayet sağlam görünüyordu ama görüntüymüş meğerse. Dün sabah ateşi 38.9’a vurunca derhal ılık su harekatı yaptık. Önceleri ağlar gibi yaparken bir baktık soğuk sayılabilecek suyla oynuyor. Baklayı ağzından çıkardı tabii. "Sen yûnusun sıytına bin, gez. Su soyuk”. Tercümesi, “Selin yunusun sırtına binecek, gezecek. Su soğuk.” Belli ki bir gece önce okuduğumuz kitaptan etkilenmiş. Bu da nereden çıktı diyenlerin cuma günkü kitap tanıtımını beklemelerini rica edeceğim:)
Bu sabah Meleğimin ateşi tamamen düştü. Ankara’ya evimize döndük ve havaalanına iner inmez koyu, ağır bulutların bizden ayrılmak istemediğine kesinkes karar verdik:)
Kaldığımız otellerle ilgili çocukla gidilir mi, gidilirse ne yapılır, ne yedirilir, ne içirilir gibi bilgileri içeren bir yazı yazacağım ama önce İstanbul’a gitmeyi ve babamın iyi olduğunu kendi gözlerimle görmeyi planlıyorum. Söz verdiğim videolu Dolphinarium yazısı da hazır, sırasını bekliyor.

Not: İlk fotoğraf Turunç’ta birlikte çok iyi vakit geçirdiğimiz Zerrin-Sinan Tandoğan çiftine ait.

8 yorum:

  1. geçmiş olsun babanıza,umarım şimdi daha iyidir.

    baya gezmişsiniz ne güzel,hava biraz sürprizde yapmış olsa gezmek güzel şey vesselam.

    sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Çiğdemcim, hoşgeldiniz ve geçmiş olsun, tekrar... Selin'e elbisesi ne kadar yakışmış, tam bir küçük hanımefendi :) Bu arada bu kargo yapalım öenerimi keşke değerlendirseymişiz diye düşündüm, İzmir'de de işinize yararmış ;-)

    YanıtlaSil
  3. Çok gecmis olsun. Acil şifalar diliyorum...
    Selin her zaman ki gibi çok tatlı. Havalar çok garip bir kaç gün sonra bizde gidiyoruz bende neler alacağım yanıma bilemiyorum. Güzel haberlerle dönmen dileğiyle... :) öpüyorum.

    YanıtlaSil
  4. Çiğdemciğim, hoşgeldiniz. Kızımın resimlerine bakmaya doyamadım. Nasıl tatlı olmuş. Bu arada çok geçmiş olsun. Çok özledik sizi.

    YanıtlaSil
  5. Güzel günler geçirmiş selin, cok sevindim. Babacıgına cok gecmiş olsun, gercekten birden hayatımızı değiştiriveriyor bu haberler. Umarım cok daha iyidir. Bizi habersiz bırkma.

    YanıtlaSil
  6. aa çok geçmiş olsun yahu. şimdi iyi olduğunuza çok sevindim. babana da acil şifalar dilerim.
    sevgiler
    gorki

    YanıtlaSil
  7. Çok geçmiş olsun size ama itileştiğinize de sevindim. Terlik içi çorap meselesinde ben de çok büyük konuşurum, konuşmamak gerek demek :) Kırmızı Selin'e çok yakışıyor bu arada.. Maşallah kuzuma...

    YanıtlaSil
  8. Selinin de kıyafetlerinin de hastasıyım, ve kıza olamasa da kıyafetlere göz dikmek için güzel bi sebebim var ne mutlu ki! :)))
    Bu laubalilikten sonra, Çiğdemcim umuyorum ki yakında huzurlu halinize dönersiniz ailecek. Alternatif Anne'ye kutlama yapacağız...

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails