Geçtiğimiz cumartesi günü hastalıklar sebebiyle bir hafta ertelediğimiz bebişler buluşmasını Sibel ve oğlu Emre Jr.’un içten evsahipliğinde gerçekleştirdik. Bu sefer bebeklerimizi Sermin’in şarkısına rağmen, fotoğraf çekmek için bile birarada tutamadık ve ne kadar hareketlendiklerini görüp şaşırdık.
Emre zaten yürüyor. Mira gayet güzel ayakta durup hatta oynayıp rahatça bir kaç adım atıyor. Meleğim kanapelerin kenarlarında kendi başına ayakta durup birileri kollarının altından tutarsa yavaşça adım atıyor ama daha kolay geldiği için hala emeklemeyi tercih ediyor. Arda eğer açık alan bulup üşenmezse gayet hızlı emekliyor. Çınar epey uzun süren yemek faslından sonra yorgun düşmemişse poposunu kaldırarak emekleme gayretine giriyor –ki bu sefer çok uykusu vardı galiba pek ilgilenmedi bu konuyla. Oturan boğamız Yiğit ise ağır abi olarak oturmaya devam ediyor.
Emre artık bir çok şeyin farkında olarak oyuncaklarını sahiplenmeyi öğrenmiş. Kim oyuncağıyla oynamaya başlarsa hemen yanına gelip almaya çalışıyor ve eğer alamazsa ağlamaya başlıyor. Diğer bebekler gelmeden önce Mira’yla oyuncakları hatta önümüzdeki hafta kızımın doğum gününe gelemeyecekleri için Banu’nun önceden verdiği -bu arada acayip beğendiğimi de hemen belirteyim- tahtadan oyuncak hediyeyi bile bir süre paylaşamadılar. Kuzucuğum acayip gürültülü bir şarkı eşliğinde çalışan oyuncak arabayla oynarken Emre hemen yanına gelip oyuncağını önünden aldı ve henüz daha ne olduğunu anlayamadığından olsa gerek MuniSem hiç sesini çıkarmadığı gibi bir de bize bakıp gülümsedi.
Kuzucuğumun ilk buluşmalardaki çekingenliğini attığını ve bütün bebişlere sevgi gösterilerinde bulunmaya başladığını gözlemledim. Bir de sol elinin baş parmağıyla bütün bebeklerin burunlarını işaret edip dokunmaya çalışması vardı ki çok komikti. Bir ara baktım, oturduğu yerden aynı oyuncakla oynamak için Mira’ya doğru uzanmaya, annesi pantalonunu değiştirdiği için yerde yatan Arda’yı çekiştirerek ve uykusu geldiği için yanağını halıya dayayarak yatan ve o anda insanda yanaklarını koparma isteği uyandıran Çınar’ı t-shirt’ünden tutarak kaldırmaya, yanında oturan Yiğit’in elini tutmaya ve sırtını ona dayayan Emre’ye rağmen elindeki oyuncağı dişlemeye çalışıyordu.
Elbette bu sefer de çok mutluydu meleğim ve her zaman olduğu gibi -kendi başına oynadığı zamanlarda bile- o güzel yüzünden gülücükler eksik olmadı.
aferin annesi o gülen yüzlü kızına, Allah yüzünü hep güldürsün inşallah..
YanıtlaSilbiz hep oturuyourz, bakalım ne zamana kadar?
bu arada doğum günü için aklına gelen yapacak birşey varsa ara bizi..
sevgiler
gorki
Çiğdemcim, ben Selin'i bu sefer acaip hareketlenmiş buldum. Her zamanki gibi yine çok güleryüzlü bir bebek, üstüne bir de haşarı haşarı çaktırmadan yaramazlıklara başlamış minik kuzucuk :) Doğum gününde görüşmek üzere...
YanıtlaSil