13 Ekim 2009 Salı

Denizhan'ın İlk Doğum Günü ve Mumu

Bayramın son gününe denk gelen Denizhan’ın ilk yaş günü İstanbul’daki en güzel şeydi tabii. Önceleri gayet güneşli sonradan biraz serin olsa da, hava çok güzeldi. Denizciğim kalabalıktan ve gösterilen yoğun ilgiden ara ara bunalarak ama hediye gelen kaydıraktan bol bol kayıp topunu elden bırakmayarak ortalarda dolandı. Daha doğrusu kapanın elinde kaldı.
Daha bahçeye girer girmez balonları görünce Meleğimin aklı başından gitti. Herkesin “Aman ne kadar büyümüşsün sen!” mealindeki sözlerini gülerek ve mavi bir balonu elinden bırakmayarak dinledi. Kaymak fiiliyle ilgili ciddi çekinceleri olan kızımı o gün kaydıraktan almamız pek mümkün olmadı.
Ne zaman ki ikram faslı başladı, derhal Masal ablasının yanına oturdu. Masal’ın annesi yeğenimin yakın arkadaşı Dilek’te her verdiğini büyük memnuniyetle kabul eden Meleğimi şaşkınlıkla ve arada bir bana “Çiğdem teyze, ne versem yiyor. Ne güzel ya!” diye seslenerek ayıla bayıla yedirdi.
Pasta kesme faslına gelince Meleğim tecrübeli tabii, ellerini alkışlamak üzere hazır tutarak ve kucağımdan bir saniye bile ayrılmayarak pastanın getirilişini seyretti. Üçü birden (?) pastanın mumunu üflediler ve hemen pastayı tanımaya giriştiler. Bilhassa pastanın kenarlarındaki minik toplar çok ilgilerini çekti. Tabii ki pastadan da yedi ve artık uykudan bayılmak üzereyken kucağıma tırmandı. Hemen en üst kata çıktık. Teyzesinin odasında yayla gibi yatakta döne dolana uyuyuverdi.
Uykudan kalkınca Denizhan’a gelen hediyelere baktılar birlikte. Yeni gelenlerden ziyade çok önceden var olan Playskool’un bir oyuncağı çok ilgisini çekti. Gitti, geldi, bu oyuncakla oynadı. Toplamda yarım saatten fazla oynamıştır herhalde. Eğer bir fırsatını bulup oyuncakçıya gidebilirsem alacağım. Sonra da diğer yazmak, önermek istediklerimle birlikte “Bebeğime Ne Aldım, Ne Alsam” bloguna yollayacağım. Bu son cümle de biraz iddialı oldu gibi ama hüsnüniyetim anlaşılıyordur herhalde:)
Geçen sene aynı gün, hem derin bir eleme boğularak çok sevgili anayarısı teyzemi, canım Mumucuğumu Hakk’a uğurlamış, hem de yeni bir can, yeni bir nefes, ailemize tazelik getiren Denizhan’ın doğumuyla mutlu olmuştuk. Hayatın ta kendisiydi, o gün yaşadıklarımız. Bu sene anladım ki, her 22 Eylül’ü “her şey insanlar için” diyerek yaşayacağım artık.
Işıklar içinde, huzurla uyu Mumucuğum!

Not: Bu fotoğrafı çektiğimde Selin daha 5,5 aylıktı.

4 yorum:

  1. Kartanem, sen daha minik bir bebekken de kar tanesi kadar guzelmissin. Bu gidisle de hep oyle olacaksin. Opuyorum senin o guzel yanaklarindan, gidindan, gobusunden...
    Sevgiler
    Umur & Ada

    YanıtlaSil
  2. Hayat ne kadar garip değil mi...mutluluklar,üzüntüler içiçe! Denizhan'da sağlıklı,mutlu bir ömür yaşar inşallah.5,5 aylık Selin'e bayıldım bayıldım:)

    YanıtlaSil
  3. 5,5 aylık fotoğrafı çok tatlı be çiğdem'cim. insan özlüyor di mi o zamanları.

    YanıtlaSil
  4. Sevgili Mumuy Teyzeciğim,
    Yanaklarım, gıdışım ve göbüşüm seni bekliyoooor...
    Ben de sana mmmuah yaparım (şimdilik sadece bunu yapmayı biliyorum da:)
    Kartanen

    Nesciğim,
    Çok haklısın. Hayat bir şekilde devam ediyor. Önemli olan yitirilenleri sevgiyle anmak, yeni gelenleri mutlulukla, coşkuyla kucaklamak...
    Öperim,
    ç.

    Sermincim,
    Özlenmez mi? Gerçi ben kuzucuklarımızın her halinin çok tatlı olduğunu düşünüyorum. Eşek kadar olup, pabuç kadar dilleriyle car car konuşurlarken de aynı şeyleri söyleyebilecekmiyim bilemiyorum tabii:)
    Öperim,
    ç.

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails