25 Ekim 2009 Pazar

Barış'ın Paylaşılamayan Oyuncağı

Salı günü daha öncede blogumda bahsettiğim ve bloglarını yakından takip ettiğim sevgili arkadaşım Gülüş’e gittik. Şurada Aslı’nın, nam-ı diğer İki Numara’nın gelmesine neredeyse 3 hafta kalmış, ben hala çeyiz götüreceğim:)
Önceki gidişimizde Selin ayakta duruyor ama kendi başına yürüyemiyordu ve Barış’la beraber çok eğlenerek oynamışlardı. Bu sefer ne olacak acaba diye Gülüş’te ben de merak ediyorduk ve...
Barış kreşteyken Selin onun bir oyuncağıyla oynadı bir müddet.
Barış gelince ve oyuncağını salonun ortasında görünce önce biraz bozuldu. Sonra hemen gidip ellerini yıkadı. Kreşte öğretmişler en az 30 sn. ellerini yıkamalıymış, H1N1 içinmiş. Masada güzelce gözlemelerini yediler. Meleğimin kahve düşkünlüğü burada da tescillendi. Gülüş kenarı bitter çikolatalı içi kahveli kurabiyeleri masaya getirince Meleğimin gözü başka bir şey görmedi. İnsan çocuğunun lokmasını sayar mı? Valla saydım, tam 5 tane kurabiye yedi. Barış masadan kalkınca hemen gidip oyuncağının yanına oturdu, Selin’de ardından. Selin bir düğmeye basmak ister, Barış başka bir düğmeye. Bir müddet idare ettiler gibi oldu.
En sonunda Barış oyuncağını odasına kaldırmak isteyince annesiyle beraber içeriden başka bir oyuncak getirdiler, Selin oyalansın da o arada oyuncağı kaldırsınlar diye. Benim kızım bu numarayı yer mi?:)
Tam yeni oyuncakla ilgilenmeye başladığında Barış’ın tamtam oyuncağını arkasına saklamaya çalıştığını fark etti ve hemen Barış’ın yanına gidip elinden almaya çalıştı. Bu arada da çığlıklar atarak ağlamaya başladı. Barış böyle cazgır kız ağlamasına alışık değil tabii, rahatsız oldu ve bunu gayet nazik bir biçimde ifade etti. Baktı olmuyor, kapısını daaan diye vurarak odasına girdi.
Kısa bir süre sonra çok güzel bir jest yapıp, odasından elinde kocaman bir uçakla çıktı ve onu Selin’e verdi. Bu arada Selin neye ağladığını bile unutmuş vaziyetteydi ve hemen yeni oyuncakla ilgilendi.
Selin’in uyku saatini biraz geçirdiğimizi fark ederek ve Gülüş’le sohbete doymamış olarak, giyinmek üzere kalktık. Barış bu sefer de gidiyoruz diye biraz hüzünlendi. Selin’in ona getirdiği çocuk şarkıları CD’sini koyduk ortam yumuşasın diye. Müzik setinin önünde ayakta dinlediler. Selin çok sevdiği şarkılar olduğu için başlar başlamaz tanıyıp gülümsedi. Barış bir süre dinleyip, istemiyorum, dedi. İkinci parçaya geçtik, ona da çalmasın, dinlemek istemiyorum, diye tepki gösterdi. Tecrübeli anne Gülüş, “daha sonra dinler, şimdi tavır yapıyor” dedi. Ben bütün bunları gelecekte başıma gelebilecek şeyler diye aklımın bir köşesine yazıyorum bu arada. Ama Barışçığım dinlemek istemediğini söylerken bile öyle şekerdi ki...
Bir dahaki sefere arayı bu kadar uzatmayacağız. Barış’la sözleştik, tam 10 gün sonra bize gelecekler:)

1 yorum:

  1. Ne kadar sik olmus kar tanem. Bir daha sakin lokmasini sayma Cigdem, cok kizarim. Isterse on tane yesin, yesin de...
    Sevgiler
    Umur & Ada

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails