Burada bahsedeceğim oyalama yöntemleri her zaman ve herkesçe kullanılan yöntemlerdir. Yöntemler her bebeğin hoşlandığı şeylere, karakterine, kendi kendine oynama alışkanlığına ve tabii ki moduna göre küçük veya büyük farklılıklar gösterebilir.
Kod adından anlaşılacağı üzere MuniSe’m genelde sakin ve kendini oyalayabilen bir bebek. Düşünün ki ben bebeğimin tüm usluluğuna rağmen O’nu oyalamak için neler yaptığımızı yazma ihtiyacı duydum. Bir de çoşkun enerjiye sahip, dur durak bilmeyen bebekler böyle durumlarda ne yaparlar, anneleri bu durumla nasıl başa çıkar? Düşünmesi bile yorucu. Yine tüm kırıklar, hastalıklar, sıkıntılar bebeklerimizden uzak dursun diyerek başlıyorum.
İlk yöntem tabii ki kitap okumak. Remzi Kitabevi’nin Afrika Hayvanları, Kutup Hayvanları vbg. bir serisi var. Her sayfada çalılıkların, ağacın, buzdağının arkasındaki hayvanları buluyorsunuz. Biz bunu evimizdeki peluş hayvanlarla zenginleştirdiğimiz bir oyuna dönüştürdük. Ağacın arkasındaki zürafayı görünce evdeki oyuncak zürafasını gösterdim. (Kızımın ilk oyuncak hediyesi ve tanıyıp bilinçli olarak ilk gülümsediği oyuncağıdır zürafa Zarife. Yeri hepimiz için çok başkadır.) Buzdağının arkasındaki pengueni görünce peki bizim penguenimiz nerede diye sorarak pengueni önüne koyduk. Ayrıca inek, horoz gibi hayvanların seslerini de taklit ettik. Böyle böyle her gün bir çok defa bu kitapları okuduk. Bir kaç gün sonra zürafayı veya maymunu gördüğünde bulunduğu yerden etrafına bakarak bu oyuncaklarını aramaya başladı. Bulduğunda da almak için hamle yaptı, uzaktaysa bana kendi dilinde verir misin diye sordu. Şimdi artık kitaplarda bizde olan hayvanların olduğu sayfalara gelince etrafına bakınıyor veya o sayfaları atlıyor. Diğer sayfalardaki hayvanları gördüğünde mincik parmağıyla üzerine tık tık vurarak işaret edip yüzümüze bakıyor, hangi hayvan olduğunu söylememiz için.
İkinci yöntem, parmak kuklalar. İki ya da üç parmağımıza bu kuklaları takıp bebeğimizle veya birbirleriyle konuşturuyoruz. “Günaydın Selin, ben panda. Nasılsın?”, “Merhaba Selin, ben kaz. Yemeğimi bitirdim, oynamaya geldim.” gibi kısacık cümlelerle parmaklarımızı oynatıp sayısını hatırlayamayacak ve her cümleyi otomatiğe bağlayacak kadar çok kez söylüyoruz. Doğal olarak sonraki gün oyuna başlarken kuklalardan önce yanınıza kocaman bir bardak su alıyorsunuz.
Üçüncü yöntem, müzik çalan, ses çıkaran, şarkı söyleyen oyuncaklardan edinmeniz, eğer bebeğiniz bu tür oyuncaklardan hoşlanıyorsa tabii!
Dördüncü Yöntem, browni keklerinin paket kağıtlarını buruşturarak ses çıkarıp eline vermek. Bu kağıtlar ıslanınca yumuşamıyor ve ısırıp koparması mümkün değil. Elinde sıkıştırmaya çalışırken hem parmak kasları çalışıyor hem de çıkardığı hışır hışır sesi anlayabilmek için tüm dikkatini buna veriyor.
Beşinci yöntem, aynanın önüne oturtup vurduğunda aynayı kırmayacak ama ses çıkartabilecek plastik bir kaç eşya vermek. Bu kullanmadığınız bir plastik bardak veya küçük bir tahta kaşık olabilir. Bu yöntemi mutfakta yemek yaparken mama sandalyesine oturttuğunuzda da uygulayabilirsiniz. Çoook işe yarıyor.
Altıncı yöntem, peluş oyuncakları bebeğinizle konuşturmak. Bir oyuncağın ağzından ona kısacık bir masal anlatmak veya şarkı söylemek. Meleğim epeydir kendince konuştuğu için herhangi bir oyuncağını konuşturduğumuzda derhal sohbet moduna geçiyor ve anlatmaya başlıyor.
Yedinci yöntem, gün içinde bir kaç kere kucağa alıp her seferinde başka bir pencereden baktırmak ve etraftaki tüm nesneleri tek tek saymak. Arada bir pencere kenarında mama sandalyesine oturtuyorum. Ama dışarıyı kucağımdayken seyretmeyi daha çok seviyor.
Vakit bulursam devamı olacak...
MERHABA ALLAH ACİL ŞİFALAR VERSİN ,SABRINIZA HAYRAN KALDIM BEN BEBEĞİM HASTANEDE SERUMLUYKEN 3 GÜN CANIM ÇIKTI . VB OYALAMAK İÇİN
YanıtlaSilTEKRAR GEÇMİŞ OLSUN BUARADA MERAKIMI MAZUR GÖRÜN NASIL kırıldı
sevgiler
zor iş çok zor..Allah kolaylık versin. inşallah bir daha böyle kazalar yaşanmaz...
YanıtlaSilöptük sizi...
sevgiler
gorki